NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
164 - (609) وحدثنا
حسن بن
الربيع. حدثنا
عبدالله بن
المبارك عن
يونس بن يزيد،
عن الزهري.
قال: حدثنا
عروة عن عائشة؛
قالت: قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
ح قال وحدثني
أبو الطاهر
وحرملة.
كلاهما عن ابن
وهب (والسياق
لحرملة) قال:
أخبرني يونس
عن ابن شهاب؛
أن عروة بن
الزبير حدثه
عن عائشة؛
قالت:
قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "من
أدرك من العصر
سجدة قبل أن
تغرب الشمس،
أو من الصبح
قبل أن تطلع،
فقد أدركها"
والسجدة إنما
هي الركعة.
{164}
Bize Hasen b. Rabî'
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Mübarek, Yûnus b. Yezid'den, o da Zührî'den
naklen rivayet etti. Demişki: Bize Urve, Âişe'den rivayet etti. Âişe:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu., demiş. H.
Bana Ebü't-Tâhir ile
Harmele ikisi birden ibni Vehb'den rivayet ettiler. Lâfız Harmelenindir.
Dediki: Bana Yûnus ibni Şihâb'dan naklen haber verdi, ona da Urvetü'bnü Zübeyr,
Urve'ye de Âişe rivayet etmiş. Demişki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) :
«Her kim güneş
kavuşmazdan önce ikindinin bir secdesine yahut güneş doğmazdan önce sabah
namazının bir secdesine yetişirse, o namaza yetişmiş demekdir.» buyurdular.
Secde: rek'at’dan
ibaretdir.
165 - (609) وحدثنا
حسن بن
الربيع. حدثنا
عبدالله بن
المبارك عن
معمر، عن ابن
طاوس، عن
أبيه، عن ابن
عباس، عن أبي
هريرة؛ قال:
قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "من
أدرك من العصر
ركعة قبل أن
تغرب الشمس
فقد أدرك. ومن
أدرك من الفجر
ركعة قبل أن
تطلع الشمس
فقد أدرك".
{165}
Bize Hasan b. Rabî'
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Mübarek, Ma'mer'den, o da îbni
Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbni Abbâs'dan, o da Ebu Hureyre'den naklen
rivayet etti. Demişki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Her kim güneş batmadan
ikindinin bir rek'âtına yetişirse (o namaza) yetişmiş demektir. Ve her kim
güneş doğmadan sabah namazının bir rek'âtına yetişirse (o namaza) yetişmiş
demektir.» buyurdular.
(609) وحدثناه
عبدالأعلى بن
حماد. حدثنا
معتمر؛ قال:
سمعت معمرا،
بهذا الإسناد.
{….}
Bize bu hadîsi
Abdü'l-A'lâ b. Hammâd da rivayet etti. (Dediki) : Bize Mu'temir rivayet etti.
«Ben Ma'mer'i bu isnâdla rivayet ederken işitdim.» dedi.
İzah:
Bu hadîsi Müslim gibi
diğer hadîs imamları da muhtelif lâfızlarla rivayet etmişlerdir. Buhâri'nin
«Mevâkîtü's-Salât» bahsindeki rivayetleri az farkla Müslim'in buradaki
rivayetleri gibidir.Ebu Dâvud'un rivayetinde :
«Biriniz ikindi
namazının ilk secdesine yetişirse ......» denilmiş; Nesâî'nin rivayetinde:
«Biriniz güneş
batmazdan önce ikindi namazının ilk secdesine yetişirse namazını tamamlasın!»
buyurulmuşdur. Bu rivayeti İbni Hibbân dahî «Sahîh» inde tahrîc etmişdir.
Hadîsin: «Güneş batmazdan
önce ikindinin bir secdesini kılıp da, sonra geri kalanını güneş battıktan
sonra kılan kimse, ikindiyi kaçırmamış demektir. Güneş doğmadan sabah namazının
bir secdesini kılıp da, sonra geri kalan kısmını güneş doğduktan sonra kılan
kimse de sabah namazını kaçırmamış demektir.» şeklinde rivayeti olduğu gibi:
«Her kim sabah
namazının bir rek'âtına yetişir de, sonra güneş doğarsa namazını tamamlasın.»
tarzında rivayeti de vardır. Hattâ bir rivâyetde:
«Her kim cum'â
namazının bir rek'âtına yetişirse ikinci bîr rek'âtı da ona eklesin.»
buyurulmuşdur.
Hâsılı bu hadîs
birbirine yakın lâfızlarla pek çok muhtelif şekillerde rivayet edilmişdir.
Secdeden murâd:
Müslim'in bir rivayetinde beyân olunduğu vecîhle rek'âtdır.
Hattâbî : «Secde'den
murâd, rükû'u ve sücûdu ile bütün bîr rek'âtdır, Rek'ât secde ile tamamlandığı
için ona secde denilmişdir.» diyor.
Gerek secde, gerekse
rek'ât lâfızlarından murâd: Namazın bir kısmına yetişmekdir. Bu bütün bir
rek'ât yahut ihram tekbîri gibi bir rek'âtdan daha az bir cüz' de olabilir.